Anne Tavuk, Sus Otu, Gürültülü Ev
- Bilinmiyor
- 30 Haz
- 2 dakikada okunur
Yazar: Elif Verda Baran (10 yaşında)
Çizer: Hatice Sena Aksanyar (11 yaşında)

Bir zamanlar kümeste yaşarmış anne tavuk,
Eksik olmazmış evlerinden gürültü:
Pat! Küt! Çat!
Anne tavuk ne yapsın?
Çalışırmış susturmaya ama dinleyen kim!
Çare bulur diye gitmiş Bilge Baykuş’un yanına.
— Aman Baykuş, Bilge Baykuş, buluver derdime çare!
— Susturamadım yavruları yine,
— Herkes şikayetçi.
— “Bir sustur şunları!” diye…
— Susturamadım dedim,
— Dinlemediler beni yine!
Bilge Baykuş vermiş eline kırmızı bir ot,
Sonra başlamış konuşmaya:
— Al bu sus otunu, kat yemeklerinin içine…
— Susarlar bak o zaman işte!
Anne tavuk sevinmiş,
Koşmuş hemen evine gitmiş.
Katarken yemekleri,
Koymuş yavruların yemeklerine
Bir tutam sus otunu.
Yemeklerini yerken birden susuvermişler!
Anne tavuk ilk anlamamış,
Sonra ise hatırlamış nedenini bu susuşun.
Sevinmiş anne tavuk,
Bir “Oh!” çekmiş rahatça.
Herkes bir odaya kapanmış sonra.
Salon bomboş kalmış.
Anne tavuk yatmış, kalkmış…
Bir gün olmuş, iki gün olmuş.
Üç gün, dört, beş gün…
Altı, yedi gün derken olmuş bir ay.
Anne tavuk oflamış, puflamış…
Sohbet edelim diye çağırmış yavrularını.
Fakat bakışıp durmuşlar.
Bir sessizlik sarmış içeriyi.
Anneleri konuşmuş, yavrulardan tık yok.
Anneleri sıkılmış, sıkıntıdan patlamış,
Sıkıntıdan ağlamış…
Özlemiş yavrularının o seslerini,
Onları uyarmayı,
Susturmaya sesinin yetmemesini özlemiş anne tavuk.
Özlem duygusuyla,
Ağlamaklı gözleriyle
Koşmuş Bilge Baykuş’un yanına.
— Aman Baykuş, Bilge Baykuş,
— Yavrularımın sesleri nasıl gelir, çaresi nedir?
— Getiriver yavrularımın sesini!
Bilge Baykuş konuşmuş:
— Atmayı bırak yemeklerine sus otunu,
— Dönerler özlerine o zaman.
Anne tavuk koşmuş hemen eve,
Yemek yerken atamamış otu içine.
Bu böyle devam etmiş…
Bir gün, iki gün, üç gün…
Dört, beş gün derken
Haftalar, aylar geçmiş aradan.
Aylar sonra çare olmayınca,
Ağlamış anne tavuk:
— Keşke katmasaydım diye,
— Keşke yedirmeseydim diye…
Anne tavuk tam ümit kesmişken
Kahvaltıda konuşmuş biri,
Sonra diğeri ve daha sonra öteki!
Anne tavuk mutluluktan
Başlamış ağlamaya,
Sarılmışlar hep birlikte.
Yavrular söz vermiş:
— Çok ses çıkarmayacağız diye,
— Seni zorda bırakmayacağız diye.
Artık komşulardan şikayet gelmemiş,
Anne tavuk da artık vermemiş sus otunu,
Yavrular da gürültü yapmamış artık.
Hepsi mutluymuş şimdi,
Sarılıp hep birlikte
Yemeklerini yemişler hep birlikte.