Büyük Felaket
- Serra Gedik
- 10 Nis
- 2 dakikada okunur
Yazar: Serra Gedik (11 yaşında)
Çizer: Elif Neva Şahin (12 yaşında) Editör: Elif Mina Direk (10 yaşında)

Merhaba, ben Ayşe. 8 yaşındayım. Siyah gözlerim ve upuzun saçlarım var. En sevdiğim şey kedim ile oyun oynamak. Kedimin adı Aki. Adını Aki koymamın sebebi en sevdiğim kitaplardan birinin ana karakteri olması. Aki’nin patileri, kuyruğunun ucu ve burnu duman renginde. Bunun dışında diğer her yeri beyaz. Kedim ile bir sürü oyun oynarız. Parkurdan geçme, top yakalama, eşya bulma ve daha birçok oyun… Ama Aki’nin en sevdiği şey uyumak. Artık olgunlaşmış bir kedi olduğu için uyku süresi daha da arttı ve daha az oyun oynamaya başladık. Aki’yi uyurken izlemeye bayılırım. Tıpkı bir bebek gibi uyur. Bu yüzden boş zamanlarımda eğer uyuyorsa Aki’yi seyrederim.
Bu sabah Aki kedi maması ile kahvaltı etti. Ben yumurta, peynir, zeytin, ekmek, tereyağı ve bal ile kahvaltı ettim. Sonrasında biraz eşya bulma ve parkurdan geçme oynadık. Aki, her zamanki gibi beyaz çatısında kocaman kedi kulakları olan evinde kıvrılıp hemen uyudu. Ben de ödev yaptım. Öğle yemeği vakti gelince Aki’yi dürttüm, uyanmadı. Tek başıma kek, süt ve gevrek yedim. Yemekten sonra biraz Aki’yi izledim. Annem onu rahat bırakmamı söyleyince odama geçip resim çizdim ve kitap okudum. Sıkılınca müzik açıp dans etmeye başladım. Kedimi tekrar dürttüm yine uyanmadı. Umut fırtınaya benzer. Çünkü estiği sürece etkisi geçmez. Bende tıpkı bir fırtına gibi umut estirmeye devam ettim. Fakat artık o kadar sıkıldım ki son çare dışarı çıktım. Dışarıda hiç çocuk yoktu. Ben de seksek oynayıp değişik değişik oyunlar uydurdum. Mesela hayali kaplumbağalar ile sohbet edip yürüyüşe çıktım. Biliyorum biraz garip ama ne yapayım? Sıkıntı bir gölge gibi nereye gitsem peşimden geliyor.
Eve döndüğümde akşam olmak üzereydi. Mutfakta anneme yardım ettim. Yemekten önce Aki’nin yanına tekrar gittim, uyanmayınca anneme seslendim. Annem, tıpkı filmlerdeki her şeyi normal karşılayan insanlar gibi “Yaşı çok ilerlediği için uyku süresinin uzun olması normal,” dedi. Ya hu bir kere de şu çocuklarınıza anlayışlı ebeveynler gibi cevap verin! Neyse, yemekte kaşarlı erişte, mercimek çorbası ve domatesli, soğanlı, salatalıklı salata vardı. Hepsinden bolca yedim. Yemekten sonra annem misafirliğe gitti, ben de dışarıyı izledim. Annem döndüğünde Aki’nin yanında çok üzgün bir şekilde oturduğumu görünce yanıma gelip Aki’nin yanına çömeldi ve elini kedinin kalbine götürdü. Ama şok olmuş bir şekilde geri çekti. Bana “Kızım, Aki çok yaşlandığı için öldü,” dedi. O anki duygularımı varın siz düşünün…