top of page

Büyük Karar

  • Ramazan Ömer Özdemir
  • 30 Haz
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Ramazan Ömer Özdemir (10 yaşında)

Çizer: Ahsen Kantarcı (10 yaşında)

Editör: Ömer Kerem Alparslan ( 13 yaşında)


           

Cumhurbaşkanı Sıraç, yatağından doğrularak kalktı. Lavaboya gitti. Elini yüzünü yıkadı. Saçları öne doğru taranmış, üstünde takım elbisesi ve bembeyaz dişleri ile aynada harika gözüktüğünü düşündü. Bugün onun için önemli bir gündü. Yaptığı buluşu halka sunacaktı.

Sonunda vakit gelmişti. Salon tıka basa doluydu. Cumhurbaşkanı Sıraç, kürsüye doğru ilerlerdi. Boğazındaki gıcığı temizlemek için çayından iki yudum aldı.  Önünde duran kağıtlara baktı ve konuşmaya başladı:

-Sevgili halkım, burada çok önemli bir buluş için toplanmış bulunuyoruz. Bu yeni buluş sayesinde hayatımızın değişeceğine inanıyoruz. Sizden gelen isteklerden dolayı kötü kokuları almamanız için bir hap tasarladık. Bundan sonra asla ve asla kötü kokuları almayacaksınız. Kötü kokulara son!

Bir anda bir alkış tufanı koptu ve herkes Cumhurbaşkanın yanında bulunan satıcılardan hap alıp yutmaya başladı. Halk bunu ilk önce çok iyi bir şekilde karşılamıştı. Çünkü artık onları rahatsız eden kokulardan kurtulmuşlardı. Ama zamanla her şey değişti. Koku alamamanın yarattığı bazı değişiklikler oldu. İnsanlar çöplerinin kokusunu almayınca bu durumu önemsememeye başladılar ve giderek çöp yığınları arttı. Çöpçüler işlerine ara veremez oldu. Artık her yerde bir çöp kamyonu vardı. Sonra ise parfümcüler tek tek iflas etti. Çünkü insanlar parfümlerin de kokusunu alamıyorlardı.

Olanlar bununla da kalmadı. Zararlı şeyler tüketen insan sayısı arttı. Yanlışlıkla çamaşır suyu içenler, bayatlamış ve bozulmuş yemekleri yiyenler yüzünden hastaneler dolup taşmaya başladı. Öyle ki hastane önlerinde yoğun kuyruklar oluştu. Ayrıca insanlar araba sürerken arabadaki arızanın kokusunu alamadıkları için bozuk araçlar kazalara sebep oldu. Halkın tüketimi de azaldı. Çünkü giden koku yüzünden insanların tat alma duyguları da günden düne kayboldu. Yangınlar çoğaldı. Anneler mis gibi kokan çocuklarının bile kokusunu alamaz oldular. Koku alamadıkça mutsuzluğu artan insanlar adeta beton ruhlu olmuşlardı.   

Ülkede adeta bir kaos çıkmıştı. İnsanlar bu kötü olaylardan sonra protestolar düzenlemeye başlamıştı.  Bu işten Cumhurbaşkanı bile zararlı çıkmıştı. Çünkü ülkenin ekonomisi de çok kötüye gidiyordu.  Başkan artık zor durumdaydı. Bir şeyler yapması gerekiyordu. Yardımcısını yanına çağırdı. “Hazırlan, gidiyoruz.” dedi. Birlikte binadan çıktılar ve kurdukları ekiple en yakınlarındaki bir ormana gittiler. Başkan tedbirsiz kalmamış, bu ilacın panzehri için gerekli olan bitkileri yazmıştı. Bu yazılanlara göre ormandaki şifalı bitkileri toplamaya başladılar. Başkanın amacı bu kaosa bir son vermekti. Sonunda işe yarayacak tüm bitkileri topladılar ve binaya geri döndüler. Bu iş için kurulan ekip ellerindeki tüm malzemeleri kullanarak özel bir hap tasarladı. Acele etmeleri gerekiyordu çünkü ülkedeki her insan hayata gözlerini yummadan koku alabilmeliydi. Uykusuz geçen birkaç gecenin ardından insanların koku almasını sağlayacak yeni bir hap tasarlayıp bunu halka dağıttılar. İnsanlar hapları yutunca yeniden koku almaya başlamıştı. Sevinçten ülkede günlerce partiler düzenlendi. Artık her şey normale dönmüştü. Başkan bu olaylardan sonra artık hiçbir duyuyu yok etmeyecekti. Her duyunun çok önemli olduğunu öğrenmişti. Hayatın dengesine müdahale etmeyecekti.

                                                                                        

©2022, Dergi Mudita, her hakkı saklıdır.

bottom of page