Futbol Maçı
- Sabiha Ceren Karaçor
- 30 Haz
- 2 dakikada okunur
Yazar: Sabiha Ceren Karaçor (11 yaşında)
Çizer: Esma Kaya (9 yaşında) Editör: Zeynep Ebrar Koç (10 yaşında)

Morno, hızla Hayvanlar Okulu’na girdi. Derse geç kalmak istemiyordu. Sınıfına girdiğinde takımındaki arkadaşlarının bir yerde toplandığını gördü.
Morno, bir geyik yavrusuydu. Her hayvan gibi o da okula gidiyordu. Sınıfındaki diğer arkadaşlarıyla futbol turnuvalarına katılmıştı. Takımlarının bir hafta sonra maçları vardı. Çok sıkı çalışıyorlardı. Bu maçı kazanacaklardı.
Morno, kalabalığın olduğu yere geldi. Duvara bir afiş asılmıştı. Afişte yazılanları okudu. Gözlerini kırptı. Bir daha okudu. Biri şaka yapıyor olmalıydı. Gözlerinin açık olup olmadığını kontrol etti. Diğer arkadaşlarına baktı. Onların da yüzünde aynı ifade vardı. Demek ki gözlerinde sıkıntı yoktu. O sırada sınıf başkanı Ranye “Sınıf! Otur” diye bağrınca herkes yerine geçti. Dersleri beden eğitimiydi. Bu turnuvaları öğretmen onlara söylemişti.
Öğretmen içeri girer girmez soru yağmuruna tutuldu:
- Öğretmenim, o afişte yazılanlar doğru mu?
- Evet ben astım, doğru.
- Yani biz tavşanlarla mı maç yapacağız?
- Evet çocuğum, müdiremiz kura çekti. Size o sınıf geldi. Anlamayan varsa afişe baksın. Şimdi herkes sessizce spor salonuna girsin.
Ders bitip teneffüs geldiğinde herkes bahçeye dağıldı. Morno ve arkadaşları kendi aralarında konuşuyorlardı:
- Bu haksızlık!
- Öğretmenin bunu yapacağını kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
- Kırk değil yüzyıl düşünsen olacak iş değil.
- Ben devasa gergedanlarla veya aslanlarla maç yapacağımızı düşünmüştüm.
- Ama tavşanlara kaldık.
Ne derler bilirsiniz, zaman su gibi akar gider. Turnuva içinde öyle oldu. Geldi çattı.
Morno ve arkadaşları, toynaklarını parlatmışlar ve azıcık boynuzu olanlar sivriltmişlerdi. Ama rakipleri tavşanların başlarında sadece kurdele vardı. Morno ve arkadaşları onların bu hazırlıksız hallerine çok güldüler.
Hakemin düdüğü ile oyun başladı. Paslaşarak hareket ettiler. İlk iki dakikada geyikler gol attı. Skor: 0-1. Tavşanları iyice küçümsüyorlardı. Tavşanlardan biri diğerine pas attığı sırada, tavşan, pası alır almaz kaleye gol attı. Kaleci az kalsın tutuyordu. Ama başarısız oldu. Skor: 1-1. Daha iyi oynamaya çalışıyorlardı. Ama tavşanları hala ciddiye almıyorlardı. O sırada tavşanlardan biri zıplayarak topu kaptı. Morno’nun arkadaşlarından biri kayarak müdahale etti. Ama başarısız oldu. Skor: 3-2’yken artık daha ciddi oynuyorlardı. Skor: 5-6, Skor: 8-7 ve Skor:10-9!
Hakem düdüğü çaldı. Morno ve arkadaşları yıkılmışlardı. Hani, dağa tırmanıp tam zirveye ulaşacağın sırada, ayağın kayıp yere düşersin ve baştan başlamak zorunda kalırsın ya! Öyle bir üzüntü çökmüştü. Morno ve arkadaşları yenilmişlerdi, üstelik tavşanlara! Onların futbol oynayamayacaklarını düşünmüşlerdi. Oysa tavşanlar, onlara karşı böyle yapsalardı çok üzülürlerdi. Ön yargılı oldukları için tavşanlardan özür dilediler.
Ayrımcılık yapma, kaybedersin sonra.