Yazar: Zehra ALPAY (11 Yaşında)
Editör: Elif Serra KÜPELİ (10 Yaşında)
Şef Editör: Yağmur KARACAN
Günlerden pazartesi, haftanın ilk gününün ilk teneffüs zili çaldı. Her teneffüs dışarıya çıkan Çağla, bu teneffüs çıkmadı. Çünkü çok mutsuzdu. Bunu gören arkadaşları Betül, Beyza ve Leyla, Çağla'ya neden mutsuz olduğunu sordu. Çağla Filistin'de yaşanan olayları arkadaşlarına bir bir anlattı. En çok da Mescid-i Aksa'da ibadet edilmesini engellemelerine ve orada annesiz, babasız kalan, zarar gören çocuklara üzüldüğünü söyledi.
Gururlandığı bir konuyu da arkadaşlarına şöyle anlattı: “Bu kadar zulme ve zorluklara rağmen asla Allah’a isyan etmeyip bunun yerine şükrediyorlar.”
Çağla'yı dinleyen arkadaşları çok üzüldü ve orada yaşanan olayların haksızlık ve saygısızlık olduğunu söyledi. Bu olay üzerine günlerce neler yapabiliriz diye düşündüler, araştırmalar yaptılar. Bir gün Leyla okula bir fikirle geldi. Fikrini arkadaşlarına anlattı. “Posterler yapıp her yere asalım, böylece herkesin bu olaylardan haberi olur.” Diğer arkadaşları da ona hak verdi. Böylece her türden, her dilden bir sürü poster hazırlamaya başladılar.
Günlerce posterler hazırladılar, şiirler yazdılar, resimler yaptılar ve yaptıklarını her yere asıp herkese dağıttılar. Bir gün Betül, arkadaşlarına: “Ama biz sadece yakınımızdaki insanlara ulaştırabiliyoruz.” dedi.
Bunun üzerine Beyza: “O zaman biz de hayvanlar sayesinde daha uzaklara ulaştırabiliriz, hem böylece hayvanların da haberi olur.” dedi. Herkes bu fikri onayladı. Görev dağılımı yaptılar. Leyla karada yaşayan hayvanlara, Beyza suda yüzen hayvanlara, Çağla da havada uçan hayvanlara haber verecekti. Betül ise yeni posterler hazırlayıp dağıtacaktı.
Leyla, Orangutan Zuzu’ya; Beyza, Sahanda Yumurta Denizanası Çapi'ye; Çağla da Sekreter Kuşu Gakgak’a gidip başlarından geçen olayları anlatıp yardım istediler. Onlar da yardım etmeyi kabul etti. Artık onlara yardım edecek arkadaşları vardı.
Eve gider gitmez hepsi uzaktaki arkadaşlarına, akrabalarına da haber verdiler, yardım istediler. Bu sayede birçok insan ile iletişime geçip birlik oldular. Bir süreliğine tuttukları mekanda toplantılar yaptılar. Gruplarını iyice büyütünce İsrail askerlerini göndermek üzere Filistin'e doğru gittiler. İsrail askerleri türlü türlü hayvandan ve birçok ülkeden gelen insanlardan oluşan bu büyük grubu karşılarında görünce çok korktu. Grubun anlamlı konuşmalarını duyunca yaptıklarının yanlış olduğunu anladı ve bu zulme son vererek Filistin topraklarından bir daha gelmemek üzere gittiler.