Yazar: Ayşe Erva KÜPELİ (10 Yaşında)
Editör: Betül Ravza AŞIK (11 Yaşında)
Şef Editör: Yağmur KARACAN
-Merhabalar efendim ne istersiniz? Bizde mercimek, domates, yoğurt, tarhana gibi her türlü çorba var.
Mercimek çorbası en çok beğenilen ve talep alandı. Tam da tahmin ettiğim gibi mercimek çorbası istendi. Çorbayı verdim vermesine ama hiç de beğenmiş gibi durmuyordu.
Bu hafta gelen bütün müşteriler aynısını yaptı. Bir kaşık aldı, içer içmez çorbayı püskürttü ya da çaktırmadan çorbayı çöpe attı ve dilini uzun uzun yıkadı.
Hiç kimse çorbalarımı artık sevmiyordu ve sonunda benim hakkımda dava bile açmışlardı. Hem de insanların sağlığını tehlikeye atmak gibi bir suçtan dolayıymış.
İnanamıyordum, bir de bunu bana polisler söyledi. O an zaten şok olmuştum. Ben ve insan zehirlemek olacak iş miydi? Bir kişi de değil, bütün müşteriler bir anda insanları zehirlemek istediğimi düşünüyorlardı.
Bu sefer yeni bir reçete denemeliydim. Bu tarifimin içine tadını mükemmel yapacak ekşimiş yoğurt kattım. Bu olay sadece mercimek çorbasında değil bütün çorbalarımda yeniden ve yeniden yaşandı.
En sonunda mahkemeye çağırıldım. Geldiğimde herkes çorbalarımın tadının berbat olduğunu, bir daha hiçbir şey satmamam gerektiğini söylediler.
-Olamaz! dedim ve şapkamı düzeltirken şunları düşündüm:
Bu benim işimdi ve çorba yapmayı seviyordum. Her ne kadar insanlar çorbamı beğenmese bile ben çorbalarımın gayet güzel olduklarını düşünüyorum.
-Hakim Bey, “Bu kadın gerekirse bütün dünyayı yemekleriyle zehirleyebilir.” dedi.
-Çorbanın içinden kurbağa bacağı, kedi tırnağı ve yarasa kulağı çıkabilir mi acaba ?
O kadar çok üzüldüm ki anlatamam. Mahkeme kararı ile iş yerimi kapattılar. Dönüşte pelerinimi düzelterek süpürgemle açık pencereden dışarı havalandım. Bir dahaki dönüşümde onları kurbağaya çevirebilirdim.