Yazar: Eslem Ebrar Marmara (12 yaşında)
Editör: Nahide Rana Can (11 yaşında)
Karanlık, hiçlik ve boşluk… Geriye kalan tek şey bunlardı. Tasha, o kadar uzun süredir karanlıktaydı ki altın sarısı gözleri bile artık parlamıyordu. Sadece gözlerindeki ışık değil, başaracağına dair olan inancı da yok olup gitmişti. Hafifçe uzandı. Çok yavaş hareket ediyordu çünkü bir şekilde düşmekten ya da uçup gitmekten korkuyordu. Başlangıçta böyle değildi hatta burayı güzelleştireceğine dair kendine söz vermişti. Şimdi ne olmuştu peki? Evet, gittiği evrenler güzeldi; hepsinin de kendine özgü bir doğası vardı belki ama…
Aslında o kadar da uzun zaman geçmemişti üzerinden. Tasha bu boşlukta var olmuştu. Gür saçları, bembeyaz elbisesinin sonuna kadar uzanıyor; altın sarısı gözleri güneş gibi parlıyordu. O zamanlar tıpkı bir hükümdar gibiydi. Koskoca evrenin sadece ona ait olması da hoşuna gidiyordu. Evrene hükmeden kişi oydu ama aynı zamanda bu evrendeki tek canlı da oydu. Bu yüzden Tasha, kendine kelebekler yaptı. Bembeyaz, ışıl ışıl kelebekler… O zamanlar yapabildiği tek şey buydu. Kelebekler, Tasha’nın daha az yalnız hissetmesini sağlıyorlardı. Yeteneklerini keşfedene kadar kelebek yaptı. Yeteneklerini keşfettikçe başka şeyler de yapmaya başladı. Mesela etrafı aydınlatmak için fosforlu çiçekler dikti, küçük de olsa yıldızlar yaptı. Tasha çok güçlüydü, henüz var olan potansiyelinin yarısını bile keşfetmemesine rağmen en güçlü varlık olduğuna inanıyordu. Ama zaman ilerledikçe Tasha, bu boşluğa olan ilgisini yitirdi. Farklı medeniyetlerde hükmedebilmek istiyordu. Bu yüzden kendine yeni bir evren bulmaya karar verdi. Lakin yeni bir evrene seyahat etmek onu çok yıpratacaktı. Bunu bilmesine rağmen denemeye hazırdı. Ancak evrendeki canlılar aklını yitirmesine neden olacak kadar güçlülerdi. Hükmetmek bir yana Tasha, onu gördüklerinden bile emin değildi.
Tasha koca bir hayal kırıklığı ile boşluğuna döndü. Hareket edecek kadar dahi gücü yoktu. Öylece uzandı, sadece karanlığı izledi. Hâlâ yeterince güçlü değildi. Tam o sırada eline küçük bir kelebek kondu, bu küçük kelebek Tasha’nın sebepsizce gülümsemesine neden oldu. Tasha, bir süre daha o boşlukta kaldı. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu, günleri tek tek takip etmek ona göre çok yorucu ve boş bir uğraştı ama bu süre, gücünü toplamasına yetmişti. Yeniden deneyecekti, aslında biraz korkuyordu çünkü içten içe bir daha deneme şansı olamayacağını biliyordu.
Tasha, bu düşünceleri kafasından uzaklaştırdı ve ardından yeni bir geçit açtı. Bambaşka bir evrene gelmişti. Bu evrendeki canlılar kendi boyutuna göre oldukça küçüklerdi ama kelebekler kadar da küçük değillerdi. Bu evrende bir sürü küre vardı fakat sadece bir kürede canlılar yaşıyordu. Yarı mavi yarı yeşil renklerindeki bu küreye yapışmışlardı ve kürenin çekim güçlerinden yararlanıyorlardı. Tasha, kendilerine ait bir çekim güçlerinin olmamasını komik buluyor; onların güçsüz ve çirkin olduklarını düşünüyordu. İstese bütün bu medeniyeti emri altına alabileceğine neredeyse emindi. Düşündüğü gibi de olmuştu Tasha’ya karşı koyamayan medeniyet böyle güçlü bir hükümdara sahip olma fikrin seve seve kabullenmişti. Daha doğrusu o öyle olduğunu sanmıştı. Uzun bir süre onlara hükmetti. Bunu sevmişti, koca bir evrene hükmetmek ona güzel gelmişti ama yine de bazen onu bıktırıyorlardı. Her dakika yanı başında bitiyorlardı. “Neden sürekli bu saçmalıklarla uğraşmak zorundayım ki?” diye düşünüyordu. Neden onu bir türlü rahat bırakmıyorlardı? Bir anlığına kelebekleri aklına geldi, onlarla ilgilenmek hiç bu kadar yorucu değildi.
Bu düşünceler zamanla Tasha’nın onlara olan ilgisini yitirmesine neden oldu. Onun bu ilgisizliği tüm medeniyeti bıktırmıştı. Bir gün ona savaş açtılar ve Tasha, beklenmedik bir şekilde kaybetti. Böyle güçsüz bir medeniyete yenilmek onu gerçekten sinirlendirdi. Ama bir yanı da pişmandı. Belki de en başta kendi boşluğundan hiç ayırmamalıydı. Ne yapacağını biliyordu, o yüzden tüm medeniyetin hafızasını onun geldiği zamana kadar sıfırladı. Tabii koca bir medeniyetin hafızasını silmek gücünün neredeyse tamamına mâl olmuştu. Son kalan gücüyle de kendi evrenine dönecekti. Tasha, son gücünü de eve dönmek için harcadı. Geri döndüğünde ise evreninde kalan tek şey karanlık, hiçlik ve boşluktu…