Yazar: Hatice Müselleme Adar (12 yaşında)
Editör: Hatice Ebrar Yavuz (15 yaşında)
Çizer: Elif Neva Şahin (12 yaşında)

Merhaba, ben Cansu! Annem, babam ve küçük tatlı Hamster’ım Cherry ile büyük bir apartmanın 5. katında yaşıyorum. Genelde yemekten sonra odamda kitap okuyorum ve mutfaktan anneme fark ettirmeden aldığım abur cuburları yiyorum. Çevremdekiler çok hareketli olduğumu söylüyorlar. Ailemde bazen bu durumdan şikayetçi oluyor. Bir gün odamda sakin sakin kitap okurken annem gelmiş ve şunları söylemişti: “Evdeyken aşırı derecede sessiz ve sakinsin ama dışarıdayken bambaşka birine dönüşüyorsun adeta.” Ben sadece başımla onaylamış ve gülümsemiştim çünkü o an yapacak başka bir şey bulanamamıştım. İnsanlar böyle konuşurken ben gülümsüyor, kafa sallıyor, kahkaha atıyor veya hak veriyordum. Ama kimse benim bu hareketleri yaparken kalbimin kırılma sesini duymuyor. Ortamı gereksiz hüzüne boğdum nedense, affedin. Benim anlatmak istediğim bir anım var önemli bir anı, umarım bana vakit ayırırsınız. Başlıyorum:
Sıcak bir yaz günüydü. Tatil daha yeni başlamıştı. Annem temizlik yapacağı için dışarı çıktım. Parka gittim ve arkadaşlarımın yanına oturdum. Buse yine aynı tavırları takınmıştı. Onlar aşırı önemli sohbetlerine dalmışken ben yanı başımızdaki sokağa dönmüştüm. Orada bir mevsim gölgesi gördüm! Hemen onlara anlatmaya başladım. Ama Buse güldü ve artık büyümem gerektiğini, bunun sadece bir halüsinasyon olduğunu söyledi. Aşırı bozulmuştum ve elimi gözümün önüne siper ederek sallamaya başladım. Bu gerginken yaptığım bir harekettir. Hemen eve gittim, camdan onları izledim. Sonra ne mi oldu? O garip mevsim gölgesi sanki altın günündeki yaşlı nineler gibi bir tavır takındı. Ama duasını okuyup da tükürmek yerine onlara üflemeye başladı! Ertesi gün annemden öğrendiğime göre, benimle dalga geçen herkesin başına güneş geçmiş, anlaşılan o ki mevsim gölgesi beni savunmuştu...