Yazar: Zehra Akyıldız (12 yaşında)
Editör: Sude Şahin (15 yaşında)
Çizer: Esma Kaya (9 yaşında)

Beş Yıldız sirkinde yeni bir gündü. Minik şempanze çalışmaya başladı, aslında zorla başlatıldı. Sirk görevlisi olan iri yarı adamlar hayvanları kafeslerden çıkartıp farklı farklı sıçrama tahtalarına, yüksek iplere götürüyorlardı. Minik şempanze iç geçirdi: “Neden ben bunları yaşamak zorundayım? Neden özgürce yaşayamıyorum? Neden muz gibi şeyler yiyemiyorum? Aslında ormanda da yaşamak istemiyorum. Sıcacık bir ev istiyorum ben!” O an kafasında bir ampul yandı! Bu zor hayatı nasıl bitireceğini bulmuştu! Tabii ki her hayvanın denediği yöntem olan kaçmayı deneyecekti. Bunun için geceyi bekledi.
Gecenin sessizliğinde şempanzenin minik ayakları pıt pıt diye ses çıkartıyordu. Şempanze her adımında biri uyandı mı diye arkasına bakıyordu. Çok şükür ki kimse uyanmadan sirkten çıkabildi. Fakat dışarıda onun için bir sürpriz vardı. Kar yağıyordu! Şempanze da önce hiç kar görmemişti. Üşüyordu ama karın yumuşaklığı çok hoşuna gitmişti. Beyaz çarşaf gibi karın üzerinde yürürken etraftaki binaları süzüyordu. Hepsi çok uzundu ve içine girmesi kolay gözükmüyordu. Sonra koca apartmanların arasına sıkışmış gibi gözüken iki katlı çok şirin bir ev gördü. Girmesi çok kolay olacaktı. Hızlıca eve yaklaştı. Bacasına kadar tırmandı ve içeriye atladı! Evde tek başına pamuk saçlı, boncuk gözlü ve çok huysuz bir nine yaşıyordu. Güzel kokular sürünmeyi severdi. Gül, lavanta, sandal ağacı, yasemin... Bugün leylak sürünmüştü. Oturduğunuzda sizi yutacakmış gibi olan koltuğunda örgü örüyordu. Tabii birazdan başına geleceklerden habersiz!
Yaşlı nine şömine yakmaktan hoşlanmazdı. Kömürleri dökerken beli ağrırdı. O yüzden battaniye kullanıyordu. O anda şempanze üstü tozla kaplı şöminenin içine düştü! Yaşlı nine patırtının geldiği sese doğru başını çevirdi ve çığlığı bastı! Şempanzede onu görünce çığlık attı. Sonra yaşlı nine şempanzeye yaklaştı ve ona dokundu. Şempanze de çığlık atmayı kesti ve yaşlı kadın ona şöyle dedi: “Ne kadar pissin sen! Nasıl geldin benim evime?” Şempanze kadının ona kızdığını anlamıştı fakat cevap veremezdi. Yaşlı kadın zaten cevap beklemeden şempanzeyi yakaladı ve banyoya götürdü. Onu bir güzel yıkadı. Sonra artık kullanmadığı bir kilimin içine koyup onu sürte sürte kuruladı. O sırada şempanze etrafı inceliyordu. Bir kapta yaşlı kadının aldığı da sararmamış muzları gördü. Oraya doğru gitmeye çabaladı. Ama yaşlı kadın onu tuttu ve “Muzları sararmadan yiyemezsin ve önce tuzlu, sonra tatlı!” dedi. Mutfağa girip kendine ve şempanzeye tarhana çorbası hazırladı. Şempanzenin eline bir kaşık tutuşturdu ve “Hadi, çorba soğuyor!” dedi. Şempanze kaşığı bıraktı tabağı tutup kafasına dikti. Yaşlı kadın, “Edeplice ye, o ne öyle?” dedi sinirle. Tabağı aldı ve söylene söylene ona bir muz verdi: “Artık sadece muz vereceğim sana!”
Yıllar yılları kovaladı. Şempanze ile yaşlı kadın birbirleriyle harika birer dost oldular. Yaşlı kadın bazen, “Torunum bir şempanze,” diyor kendi kendine. Heee bu arada şempanze artık kebap, mantı, tarhana çorbası ve dahasını yiyebiliyor