top of page

Yıldızım

  • Hatice Ebrar DÜRÜYEN
  • 10 Nis
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Hatice Ebrar Dürüyen (13 yaşında)

Çizer: Berra Çanakçı (11 yaşında) Editör: Buğlem Ayaz (13 yaşında)



“Yemeğini bitir.” Klasik bir anne sözüdür. Her anne çocuklarına bunu söyler. Nebula da bir anneydi. Her yıldızı, onun için birbirinden özel ve eşsiz birer evlattı. Ama özel ve eşsiz olmaları, yemeğini bitirmeyecekleri anlamına gelmezdi.


“Aç değilim,” dedi yıldızlardan biri. “Ah, nasıl aç değilsin? Bir yıldızın günlük ne kadar hidrojen ve helyum ihtiyacı var, sen biliyor musun?” dedi Nebula. Yıldız somurttu ve tabağı önünden iterek uzaklaştı.


Nebula iç çekti. Anne olmak çok zordu. Binlerce yıldıza nasıl yeterli ilgiyi sağlayabilirdi ki? Tüm enerjisini topladı ve yıldızı takip etti. Derin bir nefes aldı. Yumuşamalı ve olayın bir yerinden terlik çıkarmamalıydı; yoksa bir terliğini daha kaybedecekti.


“Kaçma minik ergen,” diyerek varlığını belirtti Nebula. “Bana öyle seslenme!” diye bağırdı yıldız. Süpernova çok acılı bir süreçti. Hızlı bir şekilde gerçekleşiyordu. Yüzyıllardır içinde tuttuğu enerji dışarı çıkıyordu. Her ne kadar havalı dursa da yorgun ve bitkindi.


“Canım, bunların hepsi bitecek, inan bana. Çok güzel bir Pulsar’a dönüşeceksin,” dedi Nebula. Ancak olumlu bir yanıt için ısrar etmeden diğer işlerini yapmaya gitti.


Akşama doğru yıldız, kardeşlerine özlem dolu gözlerle baktı. Henüz kırmızı dev yaşındaydılar. Aralarında şakalaşıyorlardı. Hiç dertleri yoktu. Yıldız, o anıların süpernova ile son bulacağını biliyordu. Bu konuda deneyimliydi.


“Ağlayacak mısın?” diyerek başını okşadı bir ablası. Yıldız, çocukluğa dair özleminin görülmesinden hoşlanmamış olacak ki gözlerini sildi. “Süpernova dönemini nasıl atlattın?” diye sordu yıldız. Ablası sanki bu soruyu bekliyormuş gibi gülümsedi. “Aslında büyük kütleli bir yıldız olarak doğduğumdan beri bunu bekledim. Kırmızı süperdev olunca bir domatese benzediğimden emindim. Gösterişli bir süpernova görünüşümü güzelleştirdi ama yordu da. Sonunda pulsara dönüşeceğimi bilmek beni rahatlattı diyebilirim. Şu anda da binlerce yıldır hayalini kurduğum o pulsarım.”


Yıldız, gösterişli ablasına baktı. Gelecek için heyecanlanmıştı. Ertesi gün uyandığında kendinde bir değişim hissetti. Sanki süpernova üzerinden kalkmıştı. Kendisinde bir değişiklik olduğu belliydi. Koşarak kardeşlerine görünmeye çalıştı. Herkesin ona garip bakışlar atması, ilk defa onu mutlu etmişti. Yıldızlardan biri yanına geldi. “İğrenç görünüyorsun!” diye bir çığlık attı.


Kısa süre içerisinde yıldızın etrafı dolup taşmıştı. Herkes kötü kötü şeyler söylüyordu. Yıldız kendine baktı. Artık ışık saçmıyordu. “Sen artık yıldız değilsin!” Kalabalığın içerisinden böyle bir ses yükseldi.


Yıldız etrafına baktı. Öfkelenmişti. Gözleri bu kötü sözü söyleyenin sahibini aradı.

“Ben bir yıldızım!” diye gürledi. İçindeki enerji, kıvılcımlarla büyümeye başladı. “Yıldızım!” Enerjiyi tüm öfkesiyle içine doğru çekmeye başladı. “Yıldızım!” Diğerleri korkmaya başladılar. Aralarındaki mesafe, istemsizce küçülüyordu. “Yıldızım!” Bütün yıldızlar, tek tek kayboldular.


Yıldız etrafına rahatlamış bir şekilde göz gezdirdi. Bir anda ağzı açıldı. Hiçbir kardeşinden eser yoktu. Öfkesi gitmişti ama artık korkuyordu. Kardeşlerine ne yapmıştı? Yoksa gerçekten bir yıldız değil miydi? Yoksa karadelik miydi?

©2022, Dergi Mudita, her hakkı saklıdır.

bottom of page