Yanlış Emir
- Ayşe Beril Kirazlı
- 10 Nis
- 2 dakikada okunur
Yazar: Ayşe Beril Kirazlı (12 yaşında)
Çizer: Sümeyye Erva Tozlu (12 yaşında) Editör: Dilara Çamur (13 yaşında)

Bir gün Kral, tahtında dinlenirken kapısı çalınmaya dahi tenezzül edilmeden hızla açıldı. İçeriye giren Kral’ın kâhyasıydı. Onun nefes nefese kalmış hâlini gören Kral telaşlandı:
- Ne oldu kâhya?
Kâhya panikle ve titrek bir sesle “Efendim!” dedi, “Oğlunuz prens hazretleri avdayken yanlışlıkla arı kovanını düşürünce arı istilasına uğramış! Yanağı kıpkırmızı ve kocaman olmuş. Ateşi de yüksek, arı zehri fazlaca tesir etmiş.”
Kral, bu sözleri duyar duymaz ayağa fırlayıp oğlunun bulunduğu odaya gitti. Oğlunun bu acılı hâlini gördüğü an gözleri buğulandı ve baygın durumdaki oğlunun saçını okşadı. Öfkeli bir şekilde başını kaldırıp vezire emretti:
- Derhâl tüm arıları toplatın! Ülkede tek bir arı bileuçmayacak!
Bir gün içerisinde tüm arılar toplatıldı. Hepsi kutular içinde kocaman bir odaya götürüldü. Artık hiçkimse arı sokması endişesi yaşamıyordu, halk bu durumdan oldukça memnun olmuştu. Prens ise uzak bir ülkeden getirilen ilaçların sayesinde günden güne iyileşiyordu. Aradan iki ay geçti. Yaz mevsimi gelmişti. Çiftçiler mahsullerini hasat etmeye başladı. Ancak bu sene her sene olduğundan daha az mahsul veriyordu. Kral da her geçen gün yemek sofralarındaki çeşidin azaldığını fark edince bir akşam kâhyayı yanına çağırdı ve bu durumun sebebini sordu. Kâhya hüzünle başını salladı:
- Efendim, kötü haber şu ki artık hiçbir mahsulümüz çıkmıyor, hepsi çürümüş durumda. Korkarım ki bunun sebebi arıların olmaması efendim.
Bunun üzerine Kral, bir bilgeye danışmaya karar verdi. Bilge, ona arıların tarım için önemini anlattı, arılar olmazsa ülkenin kıtlığa sürükleneceği ve havanın da kirlenerek sağlıksızlaşacağına karşı uyardı. Kral korkmuştu, ülkesini bu tehlikeden kurtarmalıydı. Hemen arıların serbest bırakılmasını emretti. Kral’ın yardımcıları, arıların olduğu odaya gidip hâlâ yaşayan birkaç kutu arıyı doğaya bıraktılar. Bir süre sonra ülkede tekrar arı kovanları yapıldı, bitkiler yeşerdi, herkesin yüzü güldü. Kral, başta bir hata yapsa da telafi etmişti. Artık sofrasında da daha çok çeşit vardı.