Bir Hayal Meselesi
- Meryem Azra Okumuş
- 29 Haz
- 3 dakikada okunur
Yazar: Meryem Azra Okumuş (11 yaş)
Editör: Öykü Cenebağı (9 yaş)

Ülkenin Kralı, o gün duyduklarından sonra yerinden fırlayan gözleri ile kalkar. Sarayın eşyalarını kaldıracak kuvvetle ve dehşetle bağırır:
-Artık bu ülkede hayal gücü kullanılmayacak, hayal etmeyi yasaklıyorum! Hemen, o Hayal İstasyonu’nu kapatın! der vezirlerine.
Kral’ın emri olunca, hemen yapmak zorunda kalırlar, ama merak da ederler. “Hayal İstasyonu” kelimesi söylenir söylenmez Kral niye kapatmak istemiştir? Merak konusu olur.
Birkaç gün geçer Kral odasından hâlâ çıkmamıştır. Kendi kendine konuşurken duyar baş vezir:
-Bana bunu yapmamalıydın. Benim küçüklükten bu yana o hayal ile yaşadığımı biliyordun. Nasıl hayalimi çalarsın, Ferman!
Ferman Kral’ın en yakın arkadaşıdır ve birlikte büyürler. Kral’ın gelenekler yüzünden Kral olduğunu ve bir gün büyük bir hayal istasyonu kurarak onu yönetmek istediğini bilir. En önemlisi de değerli olan hayalleri gerçekleştirmek ister Kral. İşte Ferman, bu hayali kendi kurmuş gibi ve Kral ile dostluğunu kullanarak “Kralın izni ile açılması” emrini verir. Aslında yalan söyler.
Hayal istasyonu bütün halkın her gün gelip günlük, haftalık, aylık hatta ömürlük hayaller biriktirdiği bir yerdir. Bütün ülkeye önce “Hayal İstasyon anlatılır, herkes çok mutlu olur.
- Acaba benim hayalim değerli bulunur ve gerçekleştirilir mi? diye heyecanla beklerlerken bir anda Hayal İstasyonu kapatılıyor diye haberler yayılmış, gelenler hayallerini de alıp evine dönmeye başlamıştır. Ülkede yaşayanlar hayalsiz duramadığından biriken hayalleri birbirlerine anlatır. Kraldan ikinci emir gelir.
-Kimse kimseye hayallerini anlatmayacak!
Artık herkes somurtkan, mutsuz ve çoğu zaman öfkelidir. Çocuklar ve gençler bir araya gelerek, böyle devam edemeyeceklerini ve ülkeyi terk etmeleri gerektiğini birbirlerine anlatır. Gökyüzü her gün ülkenin dört bir yanına, haber ulaştıran güvercinlerle dolar. Bu durum en çok Hayal İstasyonu’nun baş hayalcisi, okyanus kadar derin ve büyük gözleri olan Parla’yı üzer. Ferman, Kraldan aldığı bilgileri kendi hayali gibi anlattığı için, Parla’ya “Sen bu istasyonun baş hayalcisi olacaksın.” demişti.
Parla ulaştığı her yere, “Hayal İstasyonu açılmazsa ülkeyi hemen terk ediyoruz.” mesajını göndermiştir. Kral ne olursa olsun kararından dönmez ve der ki:
-Ben bu ülkenin Kralı olduğum sürece o Hayal İstasyonu açılmayacak!
Ferman ile Parla plan yaparlar. İstasyon açılmazsa gençler ve çocuklar ülkeyi terk edeceklerdi. Ancak bu, büyülü ve gizemli bir orman yolculuğu demekti. Halk bu ormandan korkuyordu. Bir grup eşyalarını ve hayvanları alarak yola koyuldu. Ormanda bir yerde dinlenmeye çekildiler. Yediler, içtiler ve bir anda uykuya daldılar. Uyandıklarında hayvanlarının kaybolduğunu fark ettiler.
İçlerinden biri:
-Hayvanlarımız nerede? diye sorar.
Ardından başka biri:
-Bu Parla’nın fikriydi. Biz de hayal kurulmamasına üzüldük. Ama ülkeyi terk etmeyecektik. Senin suçun Parla! Diye bağırarak, ağzından ateş çıkan ejderha gibi kızın üzerine yürürler.
Önce ne yapacağını bilemeyen Parla:
-Hayal kurmadığımız sürece şu yerdeki otlardan ne farkımız kalacak, bana söyler misiniz? Hayal yoksa hatalarınız dev gibi olup sizi yutacak. Biriniz bana söylesin, değişim olmadan nasıl yaşayacaksınız?!Hayal yoksa bildiğimiz hiçbir bilginin bile önemi yok, yaşayan ölüler mi olalım? Herkes suspus olur. Parla eline bir harita alır ve herkese gösterir, planını anlatır.
Parla, Ferman’a çok güvendiği için Kral’ın hayalini çaldığı fikri aklına bile gelmez. Büyülü ormanın gizemli yolculuğu sırasında Parla’nın ayağı takılır ve bir ağaca çarpar. Parla çok güzel kalpli bir kızdır. Ağaca sarılır ve “Özür dilerim. Canın acıdı mı?”, diye sorar. Ağaç bir anda konuşmaya başlar:
-Sen çok iyi bir kalpli kızsın. O nedenle senin gerçekleri görmeni istiyorum. Ferman yalan söylüyor. Bu Kralın fikriydi. Hayal İstasyonu kurup değerli hayalleri o gerçekleştirmek istedi. Kral iyi bir insan Ferman yalancının teki.
Parla duyduklarına inanamaz.
-Ferman bu zamana kadar kendi hayali gibi anlattı. Ben de kurduğum hayalleri ona anlattım. Diğer insanlardan dinlediğim hayalleri de anlattım, belki de Hayal İstasyonu’na yükleyip kendi gücü için kullanacak.
Koşarak insanların yanına gider olanları anlatır. Parla, Ferman anlamasın ve onları durdurmasın diye “Kralla son kez konuşmaya karar verdik.” Der.
Toplanıp tekrar ülkeye dönerler ve Kral’ın yanına gelirler.
Parla:
-Biz sizin hayaliniz olduğunu öğrendik. Ferman kötü biri, belki de sizin Krallığınızı bile elinizden alacaktı, Kralım biz çok hayal biriktirdik. Ferman’ı zindana atın ve bize istasyonumuzu geri verin.
Ferman, Gizemli Orman’ın sayesinde saklandığı yerde bulunur ve zindanı boylar. Kral, Parla ve arkadaşları ise koşa koşa Hayal İstasyonu’na hayal yüklemeye geçerler. O günden sonra ülkenin adı “Hayaller Ülkesi”, Kral ise “Düş Kralı" olmuştur.