Yazar: Elif İrem TÜRKEL (11 Yaşında)
Editör: Sare ARMAN
Bir gün bir ormanda, daha günün başında,
Bir tilki dert yanar, acaba niye ağlar?
Tilkiler sinsidir, bu hep böyle bilinir.
Ama bizim tilki hiç de sinsi değildir.
Herkes onu dışlar, bizimki hep ağlar.
Kimse anlamaz, bizim tilki niye ağlar?
Tilkiler sinsidir, bilinir bu hep böyle.
Hep dışlanır bizimki bu yüzden işte.
Kimisi der “sinsi”, kimisi “pasaklı”,
Kimisi der “kötü kokulu”, kimisi “hastalıklı”
Bizim tilki ne sinsidir ne pasaklı,
Gayet de sağlıklıdır, hem de çok sağlıklı.
Kim demiş ki bizim tilki sinsi, pasaklı?
Biraz da kötü kokulu, hastalıklı.
Siz bizim tilkiyi yanlış tanırsınız ama,
Bizim tilki ne sinsidir ne de pasaklı.
Bu tilki meraklıdır, yanakları baldan tatlıdır,
Yumuşacık kürkü, güneşte altın gibi parlar,
Güzel kokusunu sadece yanına gelen anlar,
Yani ormanın halkı onu hiç anlamaz.
Bizimki dışlanır, hiçbir oyuna alınmaz,
Halk arasında “kötü kokulu, hastalıklı, sinsi” diye anılır,
Herkes bizim tilkinin yanına dahi yaklaşmaz,
Bizim aramızda bizim minik tilki diye anılır.
Hayvanlar bir gün seksek oynamaya başlar,
Elbette bizimkini oyuna almazlar,
Bizimki hastalıklı (!) diye oyuna alınmaz,
Asla onunla oynanmaz.
Ama oyun gören oyuna koşar,
Bizimki de arkadaşlarının yanına koşar.
Her zamanki gibi dışladılar tilkiyi
Ne yaptıklarını bilmediler, kırdılar minik bir kalbi.
Kalıp yargı kötüdür, herkes aynı değildir.
Tilkilerin hepsi, çok da sinsi değildir.
Bizimki her gün ağlıyor gece yarılarında kadar,
Kimse fark etmiyor, tilki niye ağlıyor?
Hayvanlar kabaydı, kalp kırıcılardı,
Halbuki kalıp yargıya takılıp,
Minik bir can kırmışlardı.
Bilmezler ki bu tilki meraklı, yanakları baldan tatlı,
Bir gün bu ormanda, hayvanların neşesi kaçtığında,
İşte o zaman fark ettiler, bizim minik tilkiyi.
Tilki anlattı bütün bu olayı,
Herkes anladı, yaptıkları büyük hataydı.
Anladılar ki bizim minik tilkiye,
Büyük borçları vardı o anda bir söz verdiler:
“Kalıp yargılara inanmamak,
Bir daha kimseyi dışlamamak.”
Comments