Son Oyuncak
- Mehmet Erhan Demir
- 30 Haz
- 2 dakikada okunur
Yazar: Mehmet Erhan Demir ( 11 yaşında)
Çizer: Elif Sena Bilgin (12 yaşında)
Editör: Muhammed Yusuf Doğan (12 yaşında)

Bir bahar günü Serdar Bey küçük ve şirin evlerinin önünde oturmuş gazetesini okuyordu. Serdar Bey’in elindeki kahveden mis gibi kokular geliyordu fakat o flaş haberle dona kaldı. Yanındaki eşi ona ne olduğunu sordu. O da eşine gazetesini uzattı, Serdar’ın eşi Emine Hanım haberi seslice okudu. Haberde şöyle yazıyordu:
“FLAŞ HABER“
“Bilim adamlarından yeni bir fikir ortaya çıktı. Bilim adamları oyuncakların çocukların dikkatini dağıtıp derslerine odaklanmalarını engellediğini tespit ettiler. Bu yüzden ülkedeki tüm oyuncakların toplanmasına karar verildi. Teslim etmeyenlerin oyuncakları zorla alınacaktır! Bu sayede çocukların notları ve başarı oranları artacak. Oyuncaklar 28\05\2025 tarihine kadar teslim edilmelidir.”
Serdar Bey ve eşi bu haberi görünce başta inanmadılar ve yetkilileri aradılar. Sonunda bu haberin bir şaka olmadığını anladılar. Serdar Bey, oyuncakları toplamak için odaya gitti. Odada oğulları Ömer uyuyordu. Serdar Bey, sessiz bir şekilde oyuncakları toplamaya başladı.
Elinde son bir oyuncak kaldı fakat gönlü bu oyuncağı vermeye razı olmadı. Sanki bir anlığına kendi geçmişine gitmişti. Gözünün önüne çocukken evlerinin bahçesinde oyuncağıyla oynadığı anlar geldi. Şimdi de bu oyuncağı atmalıydı fakat son anda bu kararından vazgeçti. Oyuncağı kilere iyice sakladı.
Serdar Bey’in korktuğu bir şey vardı. Ya yetkiler gelip tüm evi arar ve oyuncağı bulursa ama içinden bir ses şöyle dedi: Yetkililer her evi dolaşıp evleri arayacak değil ya! Ertesi gün korktuğu başına geldi. Yetkililer evi aramaya geldi. İlk başta biraz korktu ama bunu yetkililere yansıtmamaya çalıştı. Eğer dikkat çekecek şekilde davranırsa yetkililer evi daha dikkatli arardı. Serdar Bey’in korkularını kontrol altında tutması ve şükürler olsun yetkililerin aklına kilere bakmak gelmediği için ülkedeki son oyuncak Serdar Beyde kaldı.
Oyuncak yasağının hayata geçirildiği ilk zamanlarda herkes mutlu ve huzurluydu. Çünkü insanların başarı ve not ortalaması artmıştı ama zaman ilerledikçe herkes mutsuz olmaya ve daha az hayal kurmaya başladı. Hayal kuramadıkça daha mutsuz olmaya başladılar fakat Serdar Bey ve ailesi çok mutlulardı çünkü hayal kurabiliyorlardı. Biraz zaman geçtikten sonra Serdar Bey bunun onlarda kalan son oyuncak sayesinde olduğunu anladı.
Artık Serdar Bey bu ülkeye yeniden oyuncakları kazandırmanın planını yapıyordu. Bir gün aklına bir fikir geldi. Ülkenin en büyük toplantı salonuna bütün bilim insanları ve cumhurbaşkanını çağırdı, onlara oyuncakların insanlar üzerindeki iyi etkilerini anlattı. Örnek olarak da kendi ailesinin mutluluğunu gösterdi. İlk başta yetkililer inanmadı fakat Serdar Bey onlara kendi ailesiyle ilgili birkaç video gösterdi. En son yetkililer Serdar Bey’e hak verdi ve bu sayede ülkede yeniden oyuncak üretimi başladı. Yeniden tüm insanlar mutlu ve hayal kurabilen kişilikler oldu. Halk bu olaydan şunu anladı:
“Oyuncaklar birer anahtar gibidir, hayal gücümüzün kilidini açarlar.”