Üç Kafadar
- Elif Verda Baran
- 9 Nis
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Nis
Yazar: Elif Verda Baran (10 yaşında)
Editör: Nahide Rana Can (12 yaşında)

Bir zamanlar Cezayir ormanının derinliklerinde Orf amca adında biri yaşardı. Orf amca, geçimini kasabada odun satarak sağlar, onun dışında kasabaya inmezdi. Yine bir yaz günü Orf amca, ormana odun toplamaya gitti. Karşısına çok büyük ve görkemli bir ağaç çıktı. Evet, bu okaliptüs ağacıydı ve Orf amca içinden “Bu ağacın odunları çok güzel para eder ve ben bunları satarsam zengin olurum,” dedi. Tam kesmeye başlayacakken bir ses duydu:
- Ne olur beni kesmeyin, bir gün gelir ben de size yardım ederim. Hem benim birçok özelliğim de vardır. Mesela ben bataklıkları kurutabilme özelliğine sahibim. Bir gün bataklığa düşerseniz size yardımım dokunur. Lütfen beni kesmeyin!
Orf amca hiç şaşırmadı çünkü bu civardaki bütün ağaçlar konuşurdu. Bu nedenle ağaca hiç aldırış etmeden ağacın bazı dallarını kesmeye başladı. Ağacın söyledikleri onu hiç etkilemedi. Orf amca, iki gün sonra yine ormana ağaç kesmeye gitti. Yürürken karşısındaki bataklığı fark etmedi ve bataklığa düştü. Bataklık onu içine çekmeye başladı. Orf amca çıkmaya çalışıyor ama bataklık onu daha çok derine çekiyordu. “İmdat, yardım edin!” diye bağırmaya başladı. Daha sonra dallarını kestiği ağacı gördü. Orf amca yalvararak:
- Lütfen bana yardım et, lütfen yardım et de çıkayım!
Okaliptüs ağacı:
- Ben sana yardım etmem çünkü ben sana yalvararak dallarımı kesmemeni ve bir gün sana yardımım olacağını söylediğimde sen beni dinlememiştin!
Orf amca hem çok utandı hem de kendine kızdı. Ne yapacağını bilmiyordu, çaresizce yalvarmaya devam etti. Hatasını anlamıştı ama zamanı geri alamayacağını biliyordu. Sonra mucize gibi bir şey oldu. Okaliptüs ağacı, Orf amcanın yalvarmalarına dayanamadı ve onu kurtardı.
Orf amca ilk olarak biraz soluklanıp su içti ve ardından ise okaliptüs ağacından özür diledi. Okaliptüs ağacı, Orf amcayı bir şartla affedeceğini söyledi. Bunu duyan Orf amca “Şartların nelerdir?” diye sordu. Okaliptüs ağacı başladı sıralamaya:
- İlk olarak odunculuğu bırakıp başka bir işe başlayacak, ağaç kesmeye bir son vereceksin. Sonra yeni arkadaşlar edineceksin, bu sana iyi gelecek emin ol . Ve son olarak kendine bir bahçe yapacaksın. Bahçene çiçekler, ağaçlar, meyve ve sebzeler dikecek; onlara iyi bakacaksın ve her zaman bakımlarını da yapacaksın.
Orf amca biraz düşündü ama sonra “Denemekten zarar gelmez,” deyip şartları kabul etti. Hatta çiçeklerinin her birine bir isim bile koydu. Çiçeklerinin isimlerinden bazıları da şunlardı: Sarıkız, Pembe, Mor Benek, Altın Sarısı, Şeker, Tarçın, Kamufle, Limon, Fırfır ve Boncuk. Sonra kendine yeni bir dondurmacı dükkânı açtı, adını da “Neşeli Dondurma” koydu. Yeni arkadaşlar da edindi. Tabii arada sırada okaliptüs ağacının bakımını yapmaya da gitti. Ve her gittiğinde koyu bir sohbete başlarlardı. İkisi de bundan hoşlanırdı. Orf amca, bazı zamanlar yanında kitap getirir, okaliptüs ağacına okurdu. Orf amca hayatında hiç bu kadar mutlu olduğunu hatırlamıyordu. Okaliptüs ağacının dedikleri işe yaramıştı. Orf amca, okaliptüsü her ziyaret ettiğinde ona teşekkür ediyordu.
Yine bir gün okaliptüsü ziyarete giderken bir ses duydu. Bu bir köpek sesiydi, yaralanmışa benziyordu. Orf amca köpeği alıp veterinere götürdü. Köpek tedavi olunca onu sahiplendi ve adını beyaz olduğu için “Kartopu” koydu. Bu güzel haberi okaliptüs ile paylaştı. Okaliptüs de çok mutlu olmuştu. Orf amca artık okaliptüsün ziyaretine tek gitmiyor, Kartopu’nu da yanına alıyordu. Okaliptüs de buna çok seviniyordu. Üçü artık ayrılmaz bir ekip olmuşlardı.