top of page

Elektrik Çarptı Hikâyeye Düştüm

  • Asude Zeynep Üstün
  • 10 Ağu
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Asude Zeynep Üstün (10 yaşında)

Editör: Zeynep Neva Yıldız (11 yaşında)



ree

                                                                 

Merhaba, ben James. Yıl 1879 ve ben 10 yaşındayım. Amerikalı bir bilim insanı olan Edison’ın çırağıyım.  Amerika’nın Michigan eyaletinde yaşıyoruz. Michigan’ın gölleri ve doğal güzellikleri meşhur. Yemyeşil ormanları, masmavi, kocaman Michigan gölüne kıyısı var. Bu gölün tam karşısı ise Kanada. Bizim bir de çok güzel bir çalışma alanımız var. Ancak ustam her ne kadar güzel bir yerde çalışsa da bir türlü istediğini başaramıyor.  Haliyle gözü ne orman görüyor ne de deniz, varsa yoksa birkaç tel ve cam parçası. Neyse, daha fazla bilgi veremeyeceğim çünkü ustam beni çağırıyor. ‘‘Off! Gece gece kör karanlıkta nasıl bu innncecik mum ışığında aşağıya ineceğim ki?’’

-Buyur usta.

-Bana şu tornavidayı ve tel parçalarını verir misin?

-Hemmen efendiiim, buyurunuz!

-Şu an çok önemli bir şey üzerinde çalışıyorum. Oyalanma da şunları da ver.

-Peki ustam, buyur.

-Hah şöylee çırak olmak bunu gerektirir. Şuranın tozlarını da temizinden bir alıver.

-Tamam usta. Peki şu anda ne üzerinde çalışıyorsun?

-Mumsuz bir ışık kaynağı üretmeye çalışıyorum.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                        

-Güzel konuymuş.

-Aynen öyle.

-Peki usta bu plastik, mavi, uzun şeritler, tel parçaları da neyin nesi?

-Şimdi bir dur, kafamı karıştırmaağ! Şunlar şuraya gelseee, bunlar da buraya gelseeeğ,

e bunu da bu tarafa koysağğk.

'Cıııızzzztttttt!’

-Ahhhhhğğ!

-Ustam ne olduuuğğ!?

-Beni yine bir şeyler çarptı ama ne? Neyse bir de şöyle deneyelim…

O geceyi ve önümüzdeki sayamadığım birçok geceyi cazırdaya cızırdaya hatta ve hatta cozurdaya cuzurdaya geçirdik. Geçirdik derken, ne çektik bir ben bilirim bir ustam. E tabii bir de elimizde patlayan camlar, parçalanan tel parçaları ve dilimizde paralanan bolca ya sabırlar!

-Ustam, sayamadım kaç geceden beri çalışıyorsunuz, artık biraz ara verin lütfen.

Ben tam ustamı ikna etmek için birkaç cümle daha söylemeyi düşünürken ustam bembeyaz saçını sakalını sinirle karıştırarak cevabı yapıştırdı:

-Birincisi olmaaaz, ikincisi işime karışmaa, üçüncüsü bana şu çekici ver bakiim ordan!

-Özür dilerim ustam, buyur, hemen.

-Bak şu mavili yeri görüyor musun?

-Hı hı.

-İşte orada yüklü olan elektrik şu kırmızı kablodan geçip bu yuvarlak cismin içine iletiliyor. Hesaplamalarıma göre orada elektrik sayesinde bir ışık oluşmalıydı ancak henüz bunu başaramadım.

-Vaaaooovvv! Sen gerçek bir dâhisin ustam, çok değişik ve özelmiş. Artık akşamları tuvalete kalktığımda korkmadan gidebileceğim gibi gözüküyor. Hee, şeyyy bir de geceleri mutfaktan şeker aşırdığımda.

-Boş yapmaahh! Daha çok işimiz var. Bu kaçıncı deneyip yanılmam bilmiyorum artık ama olsun. Haydi, bir de şöyle deneyelim. Şu kabloyu şuraya birleştirsek, yok onu denemiştim. Bu anahtarı bir de buradan geçirseeek, şunu da oraya bağlarsaaaak… OLLDUUUUĞĞĞĞ!

-Ustamm, başardınız! Siz gerçekten Işıkların Efendisisiniz! Yaşasın geceleri mutfağa korkmadan gitmeeeeaaakk, yaşasın gece kurabiyeleriiiğğ!

-Sen olmasan başaramazdım bunu evlat.

-Ama nasıl? Ben bir şey yapmadım ki.

-Her başaramadığımda yanımda olarak, anlattıklarımı ilgiyle dinleyerek, benim için her daim temiz bir çalışma ortamı oluşturarak, dediğim işi ikiletmeden yaparak… Zamanında tam da senin yaşlarında acaba bu çalışır mı diye durmadan düşünen, kafası çoook karışık bir çocuktum. Sende en çok kendi çocukluğumu görerek, daha çok deneyip daha çok yanılma hakkı tanıdım kendime. İşte sonunda başardık evlat. Aydınlık olsun gecelerin!

-Sen çok yaşaaağğ, aslan ustaaağğ, bundan sonra heeaap karanlıktan aydınlığaaaa!

 

                                                                                                                        

 
 

©2022, Dergi Mudita, her hakkı saklıdır.

bottom of page