top of page

Tepsi ve Bin Yıl Sonraki Gerçekler

  • Zeynep Şifa Sağlam
  • 4 Kas
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Zeynep Şifa Sağlam (10 yaşında)

Editör: Fatma Zehra Demirci (12 yaşında)

ree

Ah! Üstüm başım çay oldu! Adım Chloe. Evet, ben Pisagor’un çaycısıyım. Kendisi bir gök bilimci. Çok becerikli olduğu söylenemez. Garip bir odası ve garip düşünceleri var. Ben ise İtalya’daki bir saat kulesinin en üst kaKnda yaşıyorum. 18 yaşındayım ve yaz taNlinde para kazanmaya çalışıyorum. Pisagor değişik bir adam. Ona kısaca Pisa diyorum. Geçen haPaya kadar kimse kim olduğunu bilmiyordu. Gerçi ben onun bile kim olduğunu bildiğini sanmıyorum. Normal bir yaşamım vardı. Ta ki o güne kadar. Resmen alay konusu olmuştu. Ve çok tanılan, bilinen bir insanın çaycısıysanız, bu duruma sizin de katlanmanız gerekir. HaPa içi nefes bile almaya zamanı olmazken hafta sonları yürüyüşe çıkmayı sever. Bazen beni de çağırırdı. Ben uzanırken o hesaplamalar yapardı. Yine böyle bir gündü işte. Taze peynir ve mis gibi kokan ekmekten oluşan sandviçi piknik sepetinene koydum. Parkta piknik yapacakKk. Tabii Pisa olmasa… Neymiş efendim deniz insanı ferahlamış, temiz hava insana iyi gelirmiş. Yok! İkna edemedim. Mecbur rotayı sahile çevirdik. -Şey… Söyler misin? Kırlarda piknik yapmak varken niye o balık kokan sahile gideceğiz. -İstersen gelme. Dünya’nın küre şeklinde olduğunu parkta sandviç yerken ispatlayamam. -Sahil çok mu küre? -Chloe lü_en. Ah biliyordum. Benimle gelmene izin vermemeliydim. Bunu derken ciddi olmadığını bildiğimden aldırmadım. Bir yandan da yanından geçtiğimiz bahçenin birinden sarkmakta olan ağaçtan elma koparıp yemeye başladım. Sahile vardığımızda pek çok tekne balık tutmak için denize açılmış. Onlardan birine binecek. Tekne gıcırdıyor, bu ses rüzgarla birleşince bir ıslık oluşuyordu. Sanırım uyuya kalmıştım. “Eyvah!” Sesiyle uyandım.

Sanırım uyuya kalmışım. “Eyvah!” Sesiyle uyandım. Pisa çığlık çığlığa bağırıyor, tüm denizciler bize bakıyordu. -Neden bağırıyorsun. Sessiz olsana! -Oleyy. Buldummm! -Neyi buldun? -KanıK. -Off, niye açıkça söylemiyorsun ki? -Dünya küre, bundan eminim. -Bunu da nereden çıkardın? -Sen uyurken… Gerçekten saçmalıyordu. Fakat bir bilim insanına saçmalıyorsunuz denmez. Bu yüzden sakince cevap verdim. Bu sırada bütün insanlar bize bakıyordu. -Bak bütün gün elimde tepsiyle geziyorum. Ve inan bana tepsi Dünya’nın şekli. -Sen uyurken bir gemi geçN gerçekten gelirken ilk bacasını ardından gövdesinin gördüm İnsanlar bize bakıp gülüyorlardı. Yerin dibine girmek istedim. -Bundan 10 yıl sonra haklı olduğumu göreceksin. O ise başını sallamakla yetindi.. Eve döndüğümüzde bir daha dışarı çıkamayacağımı biliyordum.

 
 

©2022, Dergi Mudita, her hakkı saklıdır.

bottom of page