Dem
- Fatıma Betül Bulut
- 27 Eyl
- 2 dakikada okunur
Yazar: Fatıma Betül Bulut
Editör: İsra Bilden (12 yaşında)
Çizer: Elif Sena Bilgin (12 yaşında)

Gel ey dertli yolcu, bir sözüm var dilimde,
Nice düş gezer hâlâ, gözün baksa yerinde.
Ne dağda, ne ovada, ne de elde o sırlar,
Bahçende bir sandık var, açılırsa anılar.
Bir papatyayla ördüm o sandığın kapağını,
Çay değil aradığın, kendi öz harmanını.
Gel otur şimdi yanıma, anlatayım bir masal,
Sihirli dem sanılsa da, sihir içindedir aslında.
Bir evde yaşardı genç Rukiye,
Günleri geçerdi, hep bir niye.
İçinde sıkıntı, yüzünde soluk,
“Hayat böyle mi? ” derdi her soluk.
Bir sabah ansızın kalktı erkenden,
Bir şeyler değişsin diye gönülden.
Çıktı bahçeye, toprağa eğildi,
Bir avuç tohum eline değdi.
Ne olduğunu bilmeden ekti onu,
Toprak örttü, hayal etti sonu.
Ama o da ne! Birkaç saat sonra,
Bir papatya açtı toprağın kucağında.
Şaştı Rukiye, büyüdü gözleri,
“Bu nasıl olur? ” dedi, evine yöneldi.
Tam o sırada geçiyordu biri,
Bir baston sesiyle geldi yeri.
Bir teyze yaşlı, beli biraz bükük,
Ama sesi sağlam, yürek dolu gürlük:
“Evladım” dedi , “Sır doludur o çiçek,
Sihirlidir derman olur, yorgunluğun geçecek.”
“Kurutup çayını yaparsan eğer,
İçince sıkılmazsın bir daha, meğer.’’
Rukiye heyecanla aldı papatyayı,
Kuruttu, hazırladı küçük bir çayı.
Ama çay kaynarken beklemedi boş,
Ördü biraz örgü, evini etti hoş.
Camlar silindi, süpürüldü yerler,
Yemekler pişti, çaldı içinden neşeler.
Biraz spor yaptı, biraz şarkı söyledi,
Kendini bile tanıyamadı, öğle eğelendi.
Çay demlendi, bardağa kondu usulca,
İçti bir yudum, gözleri daldı uzaklara.
“İşte bu,” dedi “papatya şifaymış,
Sanmıştım ama içimizdeymiş.”
Sihir harekette, neşede, üretmekte,
Kendi içindeki ışığı keşfetmekte.
Yaşlı teyze çoktan gitmişti bile,
Ama Rukiye artık gülerdi yüreğiyle.
Ve her sıkıldığında çaydan değil,
Kendi içinden geleni yapmalı dil.