top of page

Brokoli Canavarı

  • Zümra Babatürk
  • 10 Ağu
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Zümra Babatürk (11 yaşında)

Editör: M. Yusuf Doğan (13 yaşında)

Çizer: Didar Yüsra Balcı (10 yaşında)

ree

      Bir gün annem pazardan dönerken kocaman bir torbayla geldi. Torbanın içi yeşilliklerle doluydu ama en tepede duran şey hemen dikkatimi çekti; Kocaman, yeşil, ağaç gibi bir şey. Üzerinde minik yapraklar vardı ve bana bakıp:

- Yine mi kaçıyorsun benden.

Diyor gibiydi sanki. Evet, o bir brokoliydi ve ben brokoli canavarından her zaman korkardım! Küçüklüğümden beri brokoliyle aram hiç iyi olmamıştı. Ne zaman tabakta görsem hemen burnumu kıvırırdım. Yani bunu yemek yerine odamdaki tozları yemeyi tercih ederim demek gibi birşeydi. Annem hep kızardı ama ben kararlıydım: Brokoliye hayır! Ta ki o güne kadar.

       Annem, o akşam brokolileri buharda pişirdi ve üzerine biraz limon sıktı. Yanına da patates püresi koydu. Tabağımı önüme koyduğunda biraz mızmızlandım ama sonra babam:

 Biliyor musun? Brokoli aslında minik ağaçlara benzer. Onları yiyince sanki doğanın gücünü içine çekersin.

- Doğanın gücü mü? Çok şaşırdım.

 - Evet, brokoli bağışıklığını güçlendirir, seni hastalıklardan korur. İçinde bol bol C vitamini var. Süper kahramanlar gibi hissetmek istiyorsan bir parça ye, bakalım ne olacak!

Bu sözler beni biraz heyecanlandırdı. Brokolinin süper güç verdiğine dair bir şey hiç duymamıştım! İlk lokmayı biraz tedirgin olarak aldım ama... o kadar da kötü değildi. Hatta limonla birlikte fena sayılmazdı. Annem de hemen ekledi:

-Brokoli aynı zamanda göz sağlığına iyi gelir, içinde bolca lif vardır. Yani sindirim sistemini düzene sokar. Ayrıca beyin için de faydalı. Ders çalışırken daha dikkatli olursun!

Birden gözlerim parladı.

- Daha iyi düşünebilecek miyim?

  Annem:

 - Aynen öyle. Bilim insanları brokolinin beyni geliştirdiğini söylüyor.

 O an kafamda bir sahne canlandı; Laboratuvar önlüğü giymiş, gözlük takmış, zeki bir çocuk olarak uzaya roket tasarlıyordum ve tabii ki yanımda bir tabak dolusu brokoli vardı. Sonraki günlerde brokoliyi daha sık yemeye başladım. Bu kez içine biraz yoğurt koyduk, başka bir gün makarnaya karıştırdık. Her seferinde farklı bir tat aldım. Hatta arkadaşım Ece'ye de önerdim, önce o da tiksinmiş gibi yaptı ama sonra çok beğendi. İleriki zamanlarda bir baktık brokoli severler kulübü kurmuşuz. Şimdi geriye dönüp baktığımda o gün yediğim ilk brokoli lokması sayesinde sadece sağlıklı değil, aynı zamanda daha meraklı ve enerjik bir çocuk olduğumu hissediyorum. Brokoli canavarı sandığım şey aslında vücuduma dostmuş.

        Bir ara brokoliye karşı önyargılıydım ama onun faydalarını öğrendikçe fikrim tamamen değişti. Artık sadece bir sebze değil, adeta bir doğa kahramanı gibi görüyorum onu. Siz de bir gün tabağınızda brokoli görürseniz, burun kıvırmadan önce onun size neler kazandırabileceğini bir düşünün. Belki siz de bir çatalda hayatınızın en sağlıklı adımını atarsınız.

 

Yazar: Zümra Babatürk

 11 Yaş

 542 233 227 13

Editör: M. Yusuf Doğan

13 Yaş

 

 
 

©2022, Dergi Mudita, her hakkı saklıdır.

bottom of page