Güzel Atlar Diyarı: Kapadokya

Yazar: Lina Birinci (10 yaşında)

Editör: Naile Nur Ceylan (13 yaşında)

Uçan balonlarıyla, destansı kaleleriyle ve masal gibi gün batımıyla Türkiye'nin gezilmeyi en çok hak eden şehri Güzel Atlar Diyarı Kapadokya’yı bilmeyen yoktur. İsmi Persler’in vermiş olduğu Katpatuka’dan gelir. Türkçesi ise Güzel Atlar Diyarı’dır.

Kapadokya’ya adımımızı attığımızda bizi eşi benzeri olmayan Peri Bacaları karşılar. Kapadokya’nın simgesi olan Peri Bacaları, volkanik kalıntıların doğa olayları ile aşınmasıyla oluşmuştur. Eski zamanlarda, insanların barınma amacıyla kullanmasına rağmen doğallığını kaybetmemiştir.

Eğer Kapadokya’yı Peri Bacalarından bile yüksekten izlemek isterseniz, gitmeniz gereken yer Uçhisar Kalesi’dir. Uçhisar Kalesi’ne çıkarken yol bitmeyecek gibi gelir. Fakat kaleye çıkmaya yetecek kadar azminiz varsa neden bu kadar merdiven çıktığınızı anlarsınız. Emin olun ki kaleye çıkarken içinizden: “Eskiden bu kaleye girmeye çalışanlara yazık olmuş.” diye geçireceksiniz ve belki onlar için üzülüp duygulanacaksınız. Keşke duygularınızı sona, yani kalenin tepesine saklasaydınız. Çünkü bütün Kapadokya’nın ayaklarınızın altında olması daha duygusal bir an. Kalede işiniz bittiyse ve manzaraya doyduysanız eyvahlar olsun! Daha çok manzara var. Bu kadar yolu nasıl ineceğinizi düşünüyorsanız merak etmeyin. İnmek daha kolay, tabii ayağınız kaymazsa.

 Yükseklerde gezdik tozduk, biraz da aşağı inelim. Sizi en büyük yeraltı şehirlerinden biri olan Derinkuyu ile tanıştırayım. Buranın tarihi Asurlar’a kadar dayanır. Adını ise içerisinde bulunan kuyulardan almıştır. Bu kuyular; 60 metre derinliğinde olup, şehri havalandırmak amacı ile yapılmıştır. Yeraltı şehrinde size eşlik eden rehber buranın tarihini detaylıca anlatacaktır.

Sıradaki yere bayılacağınıza eminim. Yorulduğunuz zaman kafanızı dinlemek için harika bir yer; Ihlara Vadisi. Bu vadi diğer vadilerin aksine bir nehir yatağının üstüne kurulu gibidir. Vadiye merdivenler ile indiğiniz zaman cennet bahçesi gibi bir yer karşılar sizi. Fakat gökyüzü kızıllaşmaya başladıysa vadiye veda etmenin zamanı gelmiş demektir.     

Şimdi manzaraya doyamayacağınız bir yere, Aşıklar Tepesi’ne gidiyoruz. Hemen kendinize güzel bir masa kapın ve yerinizi alın. Gökyüzündeki kızıllık, yerini mora çalan bir renge bırakırken elinizi uzattığınızda dokunabilirmişsiniz gibi gelir. Çok yakın ve kocaman görünen güneş batarken, kendinizi mükemmel bir masalın içinde hissedeceksiniz. Güneş battığı anda masaldan çıkmak istemeseniz de merak etmeyin, masal mutlu bir sonla bitecektir. Fakat hemen yatmazsanız büyük bir şeyi kaçırmış olursunuz ve kesinlikle buradan onları görmeden ayrılmamalısınız.

 Ertesi sabah daha şafak sökmeden hazırlanıp yüksek bir yere çıktıysanız artık hazırsınız demektir. Yapacağınız tek bir şey var, o da sıcak hava balonu keyfi. Yükseklik korkunuz yoksa balonların havalandığı yere gidin ve en güzel balona binin. Balon havalandığında; kaleden bile yükseğe giderken, manzaranın tadını çıkarmalısınız. Diğer balonları izlerken sakın onları rengârenk kelebekler sanıp güzelliklerinden bayılmayın ve anın tadını çıkarın. Başka yerde bulamazsınız. Daha gezecek çok yer var ama onları da siz keşfedin. Hoşça kal Güzel Atlar Diyarı…