Hâki Renkteki İlaç
- Ayşe Büşra Durmuş
- 10 Ağu
- 2 dakikada okunur
Yazar: Ayşe Büşra Durmuş (10 yaşında)
Editör: Muhammed Yusuf Doğan (13 yaşında)
Çizer: Elif Sena Dobooğlu (12 yaşında)

Merhaba benim adım Neşe, 11 yaşındayım ve İstanbul’da yaşıyorum. Sabah okula geldiğimde arkadaşlarım yan sınıftaki zengin bir çocuğun korkuyu yok edeceğini konuşuyordu ama ben pek de inanmadığım için onları umursamadım. Bu konuşmaların üzerinden dersler, teneffüsler geçti.
Sonunda eve gelmiştim bir şeyler atıştırıp ödevimi yaptım annem ve babam da eve gelince yemeğimizi yedik. Ne olduğunu babam televizyonu açınca fark ettim, çünkü çocuğun korkuyu yok edeceği haberlere çıkmıştı. Çocuk olanları babasına söylemiş, babası da bir bilim insanına başvurmuştu. Ertesi gün korku yok edilmişti. Çocuğun babasının başvurduğu bilim insanı bir ilaç üretmişti. İlaç hâkî renkte, çok akışkandı, yuvarlak bir tüpün içinde duruyordu ertesi gün herkese zorla bu ilaç içirildi. Nasıl mı; önce belediyeden bir duyuru yapıldı tüm vatandaşlarımız galata kulesinin yakınında olsun saat 20.00’da bir konser verilecek dediler. Çoğu kişi şüphelendi ve pek az kişi konsere geldi bu durumu gören çocuk babasına söyledi babası da herkesin evine gidip ilacı içirdi kimileri itiraz etti ama bunun korkuyu yok etmek için olduğunu öğrenince rahatladılar.
Artık korku yoktu iyi insanlar çok mutluydu korku yok olduğu için geceleri kâbus görmediğinden bahsedip mutlu olanlar, oh artık gerilmiyorum diye sevinenler; herkes ayrı bir sevinçliydi.
Aradan bir hafta geçmişti ki haberlerde çok korkunç şeyler çıkmaya başladı. İnsanlar ceza alma korkusu olmayınca hırsızlık yapıyor ay gibi parlayan elmasları çalıyor ve herkes kızdığı kişiyi öldürüyordu, hele bir tanesi kendini daha önce üzdü diye bir arkadaşını öldürüyordu yoldan geçerken karşıdan gelen köpekten korkmuyor köpek onu ısırınca canı acısa bile korkmayıp cesurca davranıp bir hastalıktan ölüyordu.
Artık insanlar işi çok abartmıştı gün geçtikçe herkes ölmeye başlamıştı ama bu durum kimseyi korkutmuyordu yetkililer hiçbir önlem almıyor, aileler çocuklarını başıboş bırakıyorlardı. Çocuklarda akıllarına eseni yapıyor inşaatlara bile giriyordu. İnsanlar çok sorumsuz davranmaya başlamıştı işini severek yapanların haricinde kimse işe gitmiyordu çünkü insanlarda evime para girmezse ne yaparım kokusu yoktu, bu nedenle çok büyük şirketler batmış bunların arasında yemek şirketleri de olduğu için vatandaşlar aç kalmıştı. Ve artık bazıları bunun farkına varmalıydı.
Hani korkuyu yok eden çocuk vardı ya onun babası ve bu ilacı yaptırdığı bilim insanı da ölmüştü. Ama çocuk hâlâ hayattaydı artık bu durum onu üzmeye başlamıştı evet korku yoktu ama çocuk korkuyu geri getirmeye kararlıydı.
O gün haberlere yeni bir şey çıktı korkuyu yok eden çocuk korkuyu geri mi getirecek başlığı vardı muhabir" korkunun yok olması büyük sıkıntılara yol açtı diyordu" söylenenlere göre çocuk ve annesi birkaç gündür laboratuvardan çıkmıyordu korkuyu geri getirecek bir ilaç bulmaya çalışıyorlardı.
Aradan bir ay geçmişti o bir ayda hayatta kalabildiğime şükrediyorum resmen herkes birbirini öldürüyor kimi korkusu olmadığı için saçma sapan şeyler yaparak kendini öldürüyordu. Bu gidişle durum geri dönülemez bir hal alacaktı.
Dün mutlu haber geldi bu haberi duyduğumuzda evin içinde kutlama yapıyorduk adeta çocuk korkuyu geri getirecek ilacı bulmuştu herkesin evine tek tek giderek bu ilacı dağıtmıştı herkes de hiç itiraz etmeden hemen içivermişti ilacı nihayet korku geri gelmişti.
İşler yavaş yavaş düzelmeye başlamıştı ya artık kimse birbirini öldürmüyor hırsızlık yapmıyor köpeklere yakalanmıyor saçma sapan hareketlerle kendine zarar vermiyordu. Bu sayede ben de normal yaşantıma geri dönmüştüm. Hayat tekrar rayına oturmuştu.