top of page

Kahramanlar Şehri Çanakkale

  • Zeynep Yaşar
  • 10 Ağu
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Zeynep Yaşar (11 yaşında)

Editör: Zeynep Ebrar Koç (10 yaşında)

Çizer: Sare İzci (10 yaşında)

 

ree

Çanakkale, beni şıp diye içine çeken bir şehir.  İnsan gezerken hem duygulanıyor hem de gurur duyuyor. Kiminle mi? Tabii ki Çanakkale savaşlarında kahramanca savaşan Türk askeriyle. Vatanı için her şeyi göze alan insanları hatırlatan bir yer. Basit bir sokağından geçerken bile “ Bir zamanlar buradan geçen bir insan, vatanı için hayatından vazgeçmiş, peki ben ne yapabilirim vatanım için?” diye sordum kendime Çanakkale’yi gezerken. Şimdi Çanakkale ‘deki bazı yerlere ve yapılara beraber bakalım.

Çanakkale Şehitler Anıtı:

 Özellikle Şehitler Anıtı çok ilgimi çekti. Biz gittiğimizde hava yağmurluydu ve kapalıydı. Ama anıt dikkat çekiyordu. Herkes bir kere duymuş ya da görmüştür ama ben anlatayım yine de. Dört köşeli sütun üzerine büyük, kare şeklinde bir tavandan oluşuyor. Ben gitmeden önce daha küçük olduğunu sanmıştım ama çok uzun. Anıtın yanında minyatür bebek gibi gözüküyorum. Duyduğuma göre uzunluğu 41,7 metreymiş. Ücretsiz girebilmemiz de ayrı bir güzel bence. Bu yeni de değil. Anıt ziyarete 21 Ağustos 1960’da açılmış. Çok şükür şehitlerimizi anmak için de para ödemiyoruz.

Truva Atı:

Bazen kaba kuvvet değil zekâ kazanır. Bunun en önemli kanıtlarından biri olan Truva Atı’na gelelim.   Orada Truva Atı’nın hikâyesini rehber tarafından dinleyemedik ama ben sonra araştırdım ve hikâyesini çok sevdim. Truva Atı, Truva savaşı sırasında Yunanlar tarafından yapılmış. Savaştan çekiliyormuş gibi yapıp Truva Atı’nı bırakmışlar. Komutanlar atın içinde gizlenirken diğerleri gemileri Bozcaada’nın arkasına gizlemiş. Truvalılar atı şehre çekmiş ve gece olunca Yunan askerleri şehri ele geçirmiş. Truvalılar da ağızları bir karış açık kalmış. Görünüşe gelince, Truva Atı tahta büyük bir attı. Gözünde canlandırması kolay, tamamen tahta parçalarından yapılmış bir at düşünün. İçine Yunan komutanlarının sığabileceği kadar (ki fazla olmalılar, çünkü at kocamandı) büyük bir at. İşte bu kadar!  

57. Piyade Alayı Şehitliği:

 57. Piyade Alayı Şehitliği de beni duygulandırdı.  Ön bölümünde mezar taşları arkada da en alt kat en büyük olmak üzere büyükten küçüğe 3 katlı bir yapı vardı. Katların ortası boşluktu. En üst katın üçgen bir kubbesi vardı. Arkadaki yapıda fotoğraf çekindik ama o kadar duygulanmıştım ki zor gülümsedim. E bazen insanları gülümsetmek için sadece bir “peynir” yetmiyor.

Aynalı Çarşı:

Aynalı Çarşı çok ilgimi çekmedi çünkü ben gittiğimde tarihini hissedemedim. Yani insan tarihi bir mekânda tarihi yaşamalı bence. Çoğu tezgâhta birbirine benzer, her yerde bulabileceğiniz ürünler vardı.  Adamlar gidiyor, tarihi mekânda pati şeklinde oyuncak satıyor. Anlamadım gitti. Alabilecek hediyelik eşya bile zor buldum. Eskiden Aynalı Çarşı’da atlar için koşum ve süs eşyası satılırmış. Evet, şu an onların satılmaması normal ama yöresel ürünler görmek isterdim. Bir rivayete göre Aynalı Çarşı adını orada  eskiden at gözlüklerinin satılması nedeniyle almış.  Adını girişindeki her iki tarafı süsleyen aynalardan aldığı da söyleniyor.


 
 

©2022, Dergi Mudita, her hakkı saklıdır.

bottom of page