top of page

Çirkin Ayı Tabelasının Ardındaki Dünya

  • Şefika Ece Etkü
  • 27 Eyl
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Şefika Ece Etkü (9 yaşında)

Editör: Salih Doygun( 12 yaşında)

Çizer: Elif Büşra Coştan (10 yaşında)


ree

-Ahh beni yakaladınız! Tam da evime gidiyordum. Tamam tamam yolu tarif ediyorum. Şeker Şatosu’nu geçince biraz ilerledikten sonra sadece ama sadece ıstakoz satan bir petshop göreceksiniz. Sakın çok uzun kalmayın ısırabilirler. Oradan sola dönünce çok çirkin bir ayı tabelası olacak biraz ilerledikten sonra üzerinde hiçbir şey yazmayan sadece soru işareti olan bir kapı göreceksiniz. İşte onun ardında benim evim yani hayal dünyam. Orada tek bizim mi yaşadığımızı sanıyorsunuz? Hayır orada fikirleri, hayalleri olan başka insanlarda var. Yine her zamanki gibi güzel bir gündü. Annemden arkadaşlarımla oynamak için izin aldım.

—Annee arkadaşlarımla saklambaç oynayabilir miyim?

—Tabiki kızım, ama sakın gizli ormana girme!

—Tamam anneciğim, asla girmem dedim ve arkadaşlarımın yanına gittim. Saymaya başlamışlardı ama ben saklanacak bir yer bile bulamamıştım ve içimden dedim ki şu görünen gizli ormanda bulunan ağacın arkasına saklanırım ne olacak ki? Karşımdan görünüyor. Ormanın içine girdim. Annemin sözünü dinlemeyip kendimi ormanın derinliklerinde buldum. Bir baktım ki karşımda bir tavşan… Daha da dikkatli bakınca arkasında bir sürü hayvan var: aslanlar, kaplanlar, zürafalar ve lanalar… Birden küçük tavşan konuştu:

—Biz de sizin hayal dünyanızda yaşayabilir miyiz?

Tavşanın konuştuğunu duyunca çığlığı bastım.

—Ama ben yolu kaybettim ki…

Aslan hemen yanıma yaklaşıp bir yaprak verdi bunu ye dedi. Yiyince bu zamana kadar öğrendiğim tüm bilgiler aydınlandı.

—Hadi gidelim, dedim.

Hayal dünyamıza attığımız ilk adımda tüm insanlar çığlık atmıştı. Fakat bastonlu bir dede sakince bana doğru geliyordu. Bastonunu havaya kaldırıp:

—Kiraaaazzz yine yaptın yapacağını deyip o da tüm insanlar gibi bağırmaya başladı.

             Aaaaa size ismimi söylemeyi nasıl unuturum. Benim adım Kiraz. Buralarda eskiden beri insanların adı meyve ya da sebze isimleri konulurmuş. Lahana teyzem, Patlıcan eniştem gibi…neyse şimdi bu konuyu geçelim hayvanları nasıl dünyamıza girdireceğimizi konuşalım. Aslında aklıma iyi bir fikir gelmişti ama tek başıma üstesinden gelemezdim. Ben de Bastonlu Dedeye olanları anlatıp ondan yardım istedim. Önce sıcak bakmadı sonra peki dedi. Evden iğne, iplik ve eski kumaşlar aldım. İnsanların görmeyeceği bir yere geçtik. Ben, Bastonlu Dede ve hayvan dostlarımla birlikte onların ölçülerine uygun insan kostümleri diktik. Hayvanlar da artık rahatça hayal dünyamızda dolaşabilecekti. Hayvanları bu şekilde hayal dünyamızın içine dahil ederek yalan söylemek zorunda kaldım.

—Bakın yeni insanlar hayal dünyamızda kalmak istiyor.

Tüm insanlar mutluydu ben hariç. Sonsuza kadar onları öyle saklayamazdım. Bu konuyu hayvanlarla görüşüp onlara çeşitli görevler verdim. Mesela boyu kısa olan insanlara zürafalar yardımda bulunacaktı. İnsanlar bir yere gidecekleri zaman insan kostümü giyen aslan veya atlara binecekti böylelikle insanların hayatını kolaylaştırdılar. İşte beklenen gün gelmişti. Sahnenin önünde insan kostümü giymiş bütün hayvanlar duruyordu. Aynı anda bütün hayvanlar kostümünü çıkarınca hayvanları ilk gördükleri gün gibi bağrışmaya başladılar. Mikrofonu alıp sahneye çıktım.

—Onca gündür bu hayvanlar size yardım etti. Sizde şimdi böyle bağıracak mısınız?

İnsanlar kendi aralarında konuşup ve onlara hayal dünyalarında bir yer ayırmaya karar verdiler.

Meğer o çirkin ayı tabelasındaki ayı hiç de çirkin değilmiş, yalnızca hikâyesini anlatacak birine ihtiyacı varmış.

 
 

©2022, Dergi Mudita, her hakkı saklıdır.

bottom of page