top of page

Kanatsız Melekler

  • Zeynep DEVECİ
  • 27 Eyl
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Zeynep Deveci

Editör: Elif Mina Direk (10 yaşında)

Çizer: Rabia Betül Koçyiğit (11 yaşında)

ree

Merhaba, ben Sofia. Yirmi yaşındayım ve bir doktorun yanında Floransa’da San Giovanni mahallesinde, şehrin ünlü pazarı Mercato Vecchio yakınlarında ve Tavernaioli hanının karşısında, Arnavut kaldırımlı dar sokakta, terziler loncasının bitişiğindeki binada hemşirelik yapıyorum. Aslında manastırda rahibeyim. İsmimin anlamı; akıllı, zeki ve bilge. İsmimi çok seviyorum. Ayrıca mesleğimi de çok seviyorum. Bu iş bana manevi motivasyon sağlamasının yanı sıra sabır ve empati konusunda çok şey öğretiyor. Aaaa! Yazmaya dalmışım saygıdeğer Maestro’nun beni çağırdığını duymamışım. Yanına gideyim de ona yardım edeyim.

-Saygıdeğer Maestro?

- Evet Hemşire Sofia.

- Sanırım beni çağırdınız efendim.

- Evet seni çağırmamın nedeni bu hastayı tedavi ederken yanımda olmanı istemem.

- Peki saygıdeğer Maestro bu hastanın nesi var?

-Hastanın ateşi çok yüksek, alev alev adeta. Ayrıca baş ağrısı var.

-Tedavi edebilecek miyiz?

- Deneyeceğiz. Hasta çok bitkin. Küçük bir kız çocuğu, tahminimce yedi yaşında. Masum yüzündeki o acı ifadesi benim içim çok elim bir deneyim.

- Saygıdeğer Maestro, yardım edebilir miyim?

-Evet. Ama önce gagalı maskeni tak. Gagasına kurutulmuş otlar, tütsü ve karanfil koymayı unutma. Deri, siyah cüppeni giy.

(Küçük kızın yanına gidiyoruz.  Bu arada bu tütsü kokusunu hiç sevmiyorum.)

-Hazırım saygıdeğer Maestro. Ne yapmamız gerekiyor?

-Peki, ilk önce hastayı izole edeceğiz. Ardından fazla kanı almak için sülüklere kanı emdireceğiz. Ayrıca lavanta, biberiye ve karanfil koymayı unutma.

-Peki saygıdeğer Maestro, ayrıca hastanın ailesinden Tanrı'ya dua etmelerini isteyeyim mi?

-Etseler ne fark eder, etmeseler ne fark eder. Bir şey değişecek mi? Ne zamandır dua ediyoruz ne değişti?

-Peki saygıdeğer Maestro benim ne yapmam lazım?

-Bana yardım edebilirsin.

-Tamam saygıdeğer Maestro.

(İki saat kadar süren tedavi sırasında midemde minik gurultular “Guurrrrrr.” ve ağzımda ekşimsi bir açlık tadı vardı. Açlığımı unutmak için soru sormaya karar verdim.)

- Saygıdeğer Maestro?

- Efendim Hemşire Sofia?

- Bu ölümcül hastalıktan, başka ülkelerde de var mı?

-Evet; Fransa, İspanya ve Britanya'da da var.

-Peki saygıdeğer Maestro siz bu hastalığı nasıl tanımlarsınız?

-Bu ölümcül hastalık havanın bozulması ve gökyüzündeki uğursuz hizalanmalardan, yayılan kötü kokular neticesinde kan ve kara safra dengesinin bozulmasıyla zahir eder. Hastaların aniden ateşi yükselir, başı ağır. Vücutlarında belirgin olarak kasık ve koltuk altında siyah şişlikler peyda olur. Artık ölüm yakındır. Ayrıca bu ölümcül hastalık umutsuzluk gibidir. Çünkü umutsuzluk da insanı yiyip bitirir.

-Teşekkürler saygıdeğer Maestro peki hastalarda ne tür hastalık belirtileri gözükür?

-Göz kararması, baş ağrısı, koltuk altı yahut kasık yakınlarında içi irin dolu sert şişlikler belirtilerden bazılarıdır. Bunların dışında bazı hastalarda deride siyah lekeler görülür bu iç organların bozulduğu ve kanın çürüdüğü anlamına gelir.

-Bu değerli bilgiler için size teşekkür ederim saygıdeğer Maestro.

-Rica ederim.

-Ayrıca saygıdeğer Maestro, son hastamızın da tedavisi tamamlandı.

-Tamam Hemşire Sofia iyi geceler.

-İyi geceler saygıdeğer Maestro.



 
 

©2022, Dergi Mudita, her hakkı saklıdır.

bottom of page